4 Ağustos 2013 Pazar

ÖSYM - "OLUR BÖYLE ŞEYLER...!"

Kpss'de 7 soru iptal edildi.
Şaka gibi.
Lys'de de 4 soru iptal edilmişti.
Böylesine hayati önem taşıyan 2 sınavda nasıl bu hata yapılabilir ?
İnsanların hayatlarıyla nasıl bu kadar kolay oynanabilir?
Ösym hata var dedi.Peki ne yaptı?
Bir özür diledi mi?
Hayır!
Bu iptal davasını acanlar para ödediler açarken davaları ...
Geri verildi mi o paralar?
Hayır!
Hadi geçtim bunları.
Herseyde en küçük kopya ihtimalinde bile koca sınavı iptal eden zihniyet;
Kendi hatalarında neden bir yerlere hesap vermiyorlar? 
Bu kadar basit mi?
7 soru!!
İşin daha vahim tarafı var ;
Sınavda sırf o hatalı sorulara takılıp zamanlar harcandı...
Diğer sorular yetiştirilemedi...
Yapılacak sorular yapılamadı...
Ya da o sorular yapılamadı diye diğer soruya motivasyonsuz geçildi...
Böylesine zincirleme olaylarda işin psikoljik tarafı...
Bunların vebali , sorumluluğu kimin?
Her yıl aynı sorun...
Böylesine önemli bir kurum nasıl kontrol etmeden soru basabilir?
Ya da şöyle sorayım;
"Bozulmayan hangi kurumumuz kaldı artık?"
Sevgiyle...

24 Haziran 2013 Pazartesi

HAZİRAN 2013 KONSENSUS ŞİRKETİ SEÇİM VE LİDERLER ANKETİ


Türkiye’nin önde gelen araştırma kurumlarından KONSENSÜS tarafından, Genel Müdür Murat Sarı yönetiminde yapılan “Haziran Ayı Halkın Gündemi“ araştırmasının sonuçları belli oldu.



Haziran ayı için Konsensus anket şirketinin 3 - 19 Haziran tarihleri arasında, Türkiye örneklemine uygun 1.500 kişi ile yaptığı son anket yayınlandı...

Anket hem önümüzdeki seçim dönemi için, hem de siyasi liderlerin profili için önemli ipuçları barındırıyor...

Son zamanlarda yaşananların da anket üzerindeki etkisi gözle görülür seviyede...


İşte bu anketin satırbaşı sonuçları :
BUGÜN SEÇİM OLSA
Ak Parti...............% 47.1
CHP....................% 30.9
MHP....................% 14.6
BDP.......................% 4.6
Diğer.....................% 2.87
EN BEĞENİLEN SİYASETÇİLER
Recep Tayyip Erdoğan..............% 41.0
Mustafa Sarıgül.......................% 32.9
Kemal Kılıçdaroğlu...................% 27.1
Bülent Arınç............................. % 21.6
Devlet Bahçeli..........................% 18.9
BUGÜN YEREL SEÇİM OLSA
AK Parti...............% 48.9
CHP.....................% 31.6
MHP.....................% 13.5
BDP.......................% 4.6
CUMHURBAŞKANI KİM OLSUN ?
Abdullah Gül.......................% 34.4
Recep Tayyip Erdoğan.........% 26.7
Kemal Kılıçdaroğlu...............% 16.6
ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI OLURSA AK PARTİNİN BAŞINA KİM GEÇSİN ?
Abdullah Gül......................% 24.7
Bülent Arınç........................% 15.7
Numan Kurtulmuş..............% 13.1
Ali Babacan.......................% 11.6
Ahmet Davutoğlu.................% 6.9
TÜRK SOLUNUN LİDERİ KİM OLSUN ?
Mustafa Sarıgül..................% 30.9
Kemal Kılıçdaroğlu.............% 27.5
Deniz Baykal.......................% 4.2
kaynak:

16 Haziran 2013 Pazar

Gezi Üzerine...

Son günlerdeki Taksim gezi olayları üzerine görüşlerimi yazmak isterim...

Başlarken o kadar barışçıl, o kadar iyi niyetli ,o kadar naif bir çizgide başladı ki bu şanlı direniş..

Adeta bir halkın uyanışı...

Mustafa Kemal'in işaret ettiği o gençliğin ,  o halkın uyanışı...

Yeşile , doğaya , ağaca sahip çıkan, algısı evrensel düzeyde bir kitle eylemi...

Tabii ki bu eylem taşla sopayla başlamadı...

Olabildiğince medeni bir çevreci eylemdi amaç...

Fakat kabul edelim ki polisin anlamsız baskıcı  şafak baskınları ve orantısız gücü uzun zamandan beri bir çok birikimi bastırmış halkta patlama yarattı...

Neydi bu brikim diyenlere;

Habur skandalından tutun ...

Yakın zamanda verdiğimiz şehitlere...

Çözüm sürecindeki aksaklıklara...

Rehyanlı faciasına...

Kpss vb sınavlarındaki hak yemelere...

Ve buna benzer nice skandala...

Burada bir şeye dikkat etmek lazım ...

Polisler de bizim kardeşimiz , akrabamız, komşumuz, arkadaşımız...

Kısaca bu ülkenin evlatları...

Tabiki arada  kendi insiyatiflerini yanlış kullananlar çıktı...

Zira onları devlet sorguluyor...

Ama algıyı yanlış yere koymamak doğru pencereden bakmak gerekir...

Onlar bakanlıktan verileni uyguluyorlardı...

Gelelim meselenin özüne...

Olay tamamen ben yaptım oldu mantığıydı....

Çoğu projede olduğu gibi halka mal olmuş değerlere tek başına karar verme yanlışına düştü 
hükümet... 

Tıpkı yine yakın zamanda yaşanan 3. köprünün ismi vakası gibi...

Bakın mesele spekülasyon yada isim değil...

Mesele böylesine büyük projelerde konsensusun sağlanamıyor olması...

Mesele işin özünü kaçırıp bir kesimin gönlünü hoş edememektir...

Soruyorum ; bir siyasetçinin görevi nedir?

Halkına hizmet üretmek ...

Ama üretirken kendi çıkarlarından ziyade halkın çıkarını gözetmek ve onun gönlünü kazanmaktır..

Yurttaşın gönlünü kazanmadan rızasını almadan yapılan en değerli hizmetin bile esamesi olmaz!

Taksim bir İstanbul meydanı değildir... 

Orası ülkeye mal olmuş bir mekandır...

Tarihtir...

3. köprü de hakeza öyle yine...

Bu tarz projelerde halkın görüşünü önemsemez ben yaptım oldu derseniz toplum gerilir...

Örnek verilen çağdaş demokrasilerde nasıl halka gidilyorsa biz de bunu yapmalıydık...

Meclisteki tüm parti grupları ortak bir görüşte köprü isminde birleşse...

Ya da halka gidilse...

Yine Taksim Gezi Parkı konusunda aynı yol uygulansa daha tatlı olmaz mıydı?

Ancak işler karışınca düşünebildik bunu...

Olaylara bakacak olursak algımızın böyle geliştiği bir sosyal olay maalesef uç grupların 
provakosyonuna kısmen maruz kaldı...

Ve bu durum da bu şanlı direnişi gölgelemek yok etmek isteyenlere fırsat verdi...

Puan kazandırdı...

Sonuçta ne oldu belki amaç hedefe ulaştı ama bu polis şiddeti ve bazı provakatörlerin aşırı 
eylemleri haklı davaya gölge düşürdü...

Ama ne olursa olsun 90'lar gençliğinin uyumadığını ,apolitik olmadığını...

Herşeyden önce millet olarak yönetsel mevzularda iradeyi elden bırakmadığını gösterme 
açısından güzel bir demokrasi şöleni ve bir milat olmuştur...

Bu olay izaha gerek olmayan şahane bir sosyolojik olay olarak tarihe geçmiştir...

Hükümete de hangi konularda eksikliği olduğunu muhtıra etmiştir...

Sözlerimi yine Şişli Belediye Başkanı Sayın Mustafa SARIGÜL'ÜN olayı özetleyen cümlesiyle 
bitirmek istiyorum ;


"BİR SİYASİNİN BİREYSEL ÇIKARI YADA İDEOLOJİK BİR DAYATMASI YOKSA, HİÇ
BİR PROJE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR..."
 




 

24 Ocak 2013 Perşembe

24 OCAK...MUMCU...OKKAN...!

İşte Türkye'nin her yıl yaşadığı ve takvimlerin her bugünü gösterdiğinde yaşamak zorunda kalacağı bir kara gün...

Bir kara leke tarihimize,insanlığımıza,hukukumuza...

24 Ocak 1993...

Uğur MUMCU belki de şu an hala kanayan yaramız olan terör sorunu hakkında çok önemli belgelere,bilgilere ve hatta çözümlere ulaşmıştı...

Ya da başka planlar...Hesaplar...  

Ama her ne tesadüfdür ki o günlerde arabasında suikaste kurban gitti bu aydın adam...

Fikirleriyle...Söyledikleriyle...Söyleyemedikleriyle... 

Dönemin liderleri bu suikastın açıklığa kavuşturulmasının bir devlet borcu ve devletin namusu olduğunu söyleyip faillerin bulunacağına dair söz vermişlerdi...

Yıl 2013...

Hala bulunamadı...

Çünkü biz Suriye'li mültecilere kucak açarak büyük millet olduğumuzu adaletli olduğumuzu sanan bir devletiz...

Namus sözü sonra gelir bizde! 

Ve Ali Gaffar OKKAN...

24 Ocak 2001...

Diyarbakır halkının cenazesinde kepenk kapatıp Türk bayraklarıyla törene gittiği bir emniyet müdürü...

Halkla iç içe olan...

Devletin yıllarca yapamadığını tek başına bir kaç yılda yapan;

Yılların ihmalliğini halkla kucaklaşarak unutturan;

Halkın gözündeki kötü polis imajını bitiren adam...

Diyarbakırspor'a gönülden destek veren halkı spora teşvik eden adam...

Sokakta halkın içinde taziyede düğünde esnafın içinde her yerde bir kardeşleri olan...

Dönemin Hizbullah'ını çökertme noktasına getiren başarılı bir polis...

Ama yine bütün bunların kendi senaryolarını bozduğu için düğmeye basan gizli güç!

Emniyet müdürlüğünden bir kaç yüz metre ilerde çapraz ateşte kumpasa düşürülüyor...

Müdürlükten bir Allah'ın kulu duymuyor...

Şehrin trafosu kesiliyor...

Ve en önemlisi !!!

Rahmetli o davete programda olmayan bir saatte gidiyor!!!

Yani 1 dk öncesine kadar gideceği bile belli değil...

İşte şer odaklarının ne kadar içlerde içimizde olduğunun bir kanıtı daha...

Ve tabi yine cenazede failler bulunacaktır naraları...

Hala bulunamadı...!

Bölge halkının polisi askeri memuru sevmemesi lazımdı çünkü...

Senaryo bunu gerektiriyordu...

Ve başardılar!

Sevgiyle ve Rahmetle...




19 Kasım 2012 Pazartesi

Demokrasiye De Sarıgül'e De Tahammül Edilmiyor!

Kimseye sorulmadan...

Bir gece yarısı bir kaç vekilin isteğiyle ...

Gayri yasal bir yolla ...

Sarıyer'e bağlanmak istenen Maslak, Ayazağa ve Huzur Mahalleleri için Sarıgül doğru olanı yapacaktı...

O bölgede yaşayan vatandaşlara kendi geleceklerini soracaktı...

Siz karar verin diyecekti...

Olumlu yada olumsuz saygı duyacaktı...

Yeter ki uygulama demokratik olsun , kamuoyunun takdiri kazansın diyecekti...

Ama olmadı...

Nasıl ki yasanın çıkışı bir gece yarısı emr- i vakisiyle oldu;

Referandumun iptal kararı da yine bir gece yarısı hamlesiyle duyuldu...

Neden 15 gündür bilinen bu oylamaya son gecede bir iptal geldi?

Neden halkın kararına saygı gösterilmedi?

Herşeyden önce şu an yasalarda var olan;

Bir bölge bir bölgeye bağlanırken referandum yapılır koşulu neden uygulanmıyor?

Neden halkın kararına saygı gösterilmiyor?

Neden ben yaptım oldu mantığı güdülüyor...?

İleri demokrasiye adım adım gidiyoruz derken bu mu kastediliyor?

Yoksa demokrasinin ne olduğunu , demorasiyi bilmiyor muyuz?

Aynı saatlerde Mısır'da konuşma yaparken Başbakan;

"Filistin için , sandıklara güvenin , koyun sandıkları ortaya kim kazanıyorsa o gelsin" diyordu...

Aynı saatlerde Ayazağa'da kurulan demokrasi çadırlarında sandıklara darbe yapıldı...

Böyle bir tezatlık kendini kandırma değil de nedir?

Halkın gücünden kormak değil de nedir?

Sormazlar mı adama?


8 Kasım 2012 Perşembe

Erzincan Üniversitesinde "Sarıgül" Rüzgarı




 Siyasette Kariyer ve Yerel Yönetimlerde Şişli Modeli söyleşisiyle Erzincan a gelen İstanbul Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Erzincan Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi. 


 En büyük hayallerimden biri olan "Mustafa SARIGÜL"ü üniversiteme davet etme fikrim de gerçekleşmiş oldu böylece...


 Başta Sayın Mustafa SARIGÜL başkanıma, rektörümüz Prof. Dr. İlyas ÇAPOĞLU hocama ve desteğini esirgemeyen bir çok dost ve hocama teşekkürlerimi sunarım...


 Böylesine değerli,başarılı,sevdiğim,idolüm,ve herşeyden önemlisi zor ve yoğun bir mesaisi olan siyasetçiyi davet etmem ve onun kabul etmesi olağan üstü mütevaziliğinin göstergesiydi...


 Sayın başkanımın dediği gibi ;



"Yaptığınıza inanın,inandığınızı yapın..."

Üniversite basın haberi aşağıdaki linktedir...



http://www.erzincan.edu.tr/gundem.php?al=258

19 Ekim 2012 Cuma

Bir şeylerin kopuşu, Birşeylerin Başlangıcı...

Seçilme yaşı derken...

18 mi olsun 32 mi olsun derken...


Yerel seçimler sonbaharda mı olsun?


Yoksa kış ayında mı ? Yada karlı havada mı yağmurlu havada mı derken...


Birde baktık ki yine kapalı kapılar ardında gece yarısı operasyonuyla yeni bir rant kapısı aralanmış...!


Yıllardır Şişli'ye bağlı olan "Ayazağa","Maslak" ve "Huzur Mahallesi" Sarıyer'e kaydırılmış...


Kime sorulmuş?


Neye dayanarak yapılmış?


Kimler rant sağlamış?


Amaç "oy"muymuş? Buymuymuş???


Sac ayağını iyi analiz etmek gerekiyor...

Bir kere halkın bundan rahatsız olduğu kesin...

Hizmetten ve Şişli'de olmaktan memnun olduklarını haykırdılar...

İşin kötüsü hala devam eden devasa yatırımlar var buralarda Şişli Belediyesi tarafından...

Oy hesabı ? peki...

Prestij hesabı? peki... 

Ya "Sarıgül" hesabı...?


Tabandan gelen Sarıgül rüzgarını da bir taşla birkaç kuş vurarak kesmek hiç de uzak 

 bir ihtimal olamsa gerek...

Gazete manşetlerine baktığımızda hemen hepsi "başarısızlık" mesajı vermekte!


İşte birkaç örnek...


"Mustafa Sarıgül Ayazağa ve Maslak'ı kaybetti...!" (STAR) http://haber.stargazete.com/politika/mustafa-sarigul-ayazaga-ve-maslaki-kaybetti/haber-698049


"SARIGÜL'E DARBE"(PATRONLAR DÜNYASI) http://www.patronlardunyasi.com/haber/Sarigul-e-darbe-Maslak-ve-Ayazaga-el-degistirdi-/134775


"Genç sevindi,Sarıgül üzüldü..." (VATAN) .. VS...  http://haber.gazetevatan.com/3-semte-geceyarisi-operasyonu/487962/1/G%C3%BCndem#.UIG0vK4pRQM


Bunun gibi pekçok medyada  psikolojik olarak Sarıgül'ü itibarsızlaştırma mağlup 

 olmuş gibi gösterme çalışmaları hiç ama hiç de tesadüf değil...

Ama halk herşeyin farkında...

Bugüne kadar hiçbir zaman iktidara yüklenmeyen ....

Nezakette sınır tanımayan SARIGÜL'E yapılan bu harekat ters tepeceğe benziyor...

Ve rüzgarın şiddetini daha da artıracak bu kopuş birşeylere gebe olup güzel şeylerin 
 başlangıcı olacak gibi duruyor... 


Sevgiyle...